Hem Sigarayı Bırakıp Hem de Kilo Almamak Mümkün mü?

Sigarayı bırakmak yeterince zor değilmiş gibi, bir de kilo alma riski, durumu daha da zorlaştırıyor. İşte alınacak önlemler… Binlerce kişi üzerinde yapılan bir araştırma, sigarayı destek alarak bırakmanın daha kolay olduğunu gösteriyor. Destek alacağınız kişi size rehberlik edebilir ve kilo alımını önleyecek öneriler verebilir. Bir an önce başlamak için ise sizin için hazırladığımız ipuçlarından faydalanabilirsiniz.

Kişisel bir plan geliştirin. Eğer kilo alımı sizin için sigara bırakmayı engelleyen bir bariyer ise, doktorunuza ya da koçunuza bu durumu planınıza eklemelerini söyleyin.

Nikotin sakızı kilo almanıza engel olabilir. Tütün ürünlerini bırakmadan önce hazırda bulundurun.

Hareket edin. Sabah rutininizi bozun ve uyandığınızda yürüyüşe çıkın. Hareket ettikçe kendinizi daha iyi hissedersiniz. Bunun için mutlaka spor salonuna gitmenize gerek yok, aktif kalmanız ve rutininizin dışına çıkmanız yeterli.

Eğer kahvenizin yanında sürekli sigara içiyorsanız; bir süreliğine kahveden uzak durmak iyi olabilir. Stresli durumlardan kaçının. Alkolden uzak durmak da faydalı olacaktır.

Duygusal yeme anlarının farkına varın. Egzersiz, ciddi anlamda mutluluk hormonu üretir. Aşırı yeme arzunuz tetiklendiğinde egzersiz yaparak duygusal yemenin önüne geçebilirsiniz.

Yaratıcı olun. Bazen bir kürdan bile ağzınızı uzun süre oyalayabilir. Ağzınızı uzun süre meşgul ederek ağız alışkanlığından doğan sigara içme isteğinin önüne geçebilir bilinçaltı telkincd’lerinden de yararlanabilirsiniz.

Reçeteli ilaçları göz önünde bulundurun. Yapılan araştırmalar, bazı kişilerin ilaç yardımı ile nikotini kilo almadan bırakabildiğini göstermektedir. Ancak tabii ki her ilaç her insana iyi gelmez. Doktorunuza danışmadan ilaç kullanmayın.

Şunu aklınızda bulundurun. Rutininizi değiştirerek, alternatifleri geliştirerek ve sigara içmenizi tetikleyen alışkanlıklarınızdan uzak durarak sigarayı çok daha rahat bırakabilirsiniz. Bu değişiklikleri hayat boyu uygulamak zorunda değilsiniz. Ancak, bırakma sürecinde amacınıza ulaşmanızda size yardımcı olacaklardır.

Sigarayı Bırakabilirsiniz!

Sigarayı bıraktıktan sonra bedeninizde çok fazla olumlu değişiklik meydana gelir. Bu nedenle öncelikle kilo alma korkusunu bir kenara bırakmalısınız. Sigarayı bırakırken kilo almak duygusal bir zayıflık değildir. Sadece vücudunuzun nikotin yokluğuyla başa çıkma yöntemi olabilir. Unutmayın, kişisel bir yaklaşım ile sigarayı rahatlıkla kilo almadan bırakabilirsiniz.

alıntıdır

Daha fazla oku...

Çocuklar için Çekirdek İnanç

Çocuklara Özel Çekirdek İnanç Çalışması nedir ve süreç nasıl işliyor?

Bu çalışma 2010 yılından beri binlerce danışanımıza uyguladığımız ve halen uygulamakta olduğumuz çekirdek inanç çalışmasının içeriği çocuklara özel olarak hazırlanan etkili bir biçimidir. Bilindiği üzere çekirdek inanç çalışmasında, çekirdek inançlar tespit edilir ve sonrasında isme özel olarak hazırlanan telkinler kişiye gönderilir. Çocuklara özel olarak hazırlanan bu çalışmada ise 90 soruluk bir online form ebeveyne gönderilir. Anne veya baba(veya çocuğun bakımını üstlenen  kişi, veli) bu formu çalışmayı yaptırmış olduğu çocuğa yönelik olarak doldurur. Test sonuçlarına göre çocuğun çekirdek inançları tespit edilir ve isme özel subliminal telkinler hazırlanıp kargo ile vermiş olduğunuz adrese gönderilir.

Bu çalışmayı neden yaptırmalıyız?

Ders başarısı, öfke yönetimi, dikkat eksikliği, konsantrasyon, sınav kaygısı, ayrılık kaygısı, sosyal kaygı, motivasyon, davranış bozuklukları, yeme bozuklukları, uyku bozuklukları, fobiler… gibi konularda bu çalışmayı çocuğunuz için yaptırabilirsiniz. Çocuğunuz 2-3 ay boyunca telkinleri dinlemelidir, uykuda bile etkilidir.

Kimler için uygundur?

3 yaşından itibaren çocuğunuzun çekirdek inançlarınızı tespit ettirebilirsiniz. 3-11 yaş grubuna bu çalışmayı uygulamaktayız. 11-18 yaş grubu için de benzer sorunlar için yine bu çalışma uygulanabilir olmakta olup, testi çalışmayı yaptıran kişi de doldurabilir. 18 yaşından büyüklere, yetişkinler için olan çekirdek inanç çalışmasını öneriyoruz. (telefonda, ofiste veya online)

Çocuklar telkine ne kadar yatkındır?

Çocuklar yetişkinlere oranla, telkine daha çok yatkın olduğundan ve kalıplaşmış olan bu inançlar henüz bilinçaltının yüzeyinde olduğu için çalışmamız çocuklarda çok daha etkilidir.

Sizden gelen başarı hikayeleri…

******* Size nasıl teşekkür etsem azdır. Bir anda çocuk tavan yaptı sayenizde. Değişiklik olmuştu ilk 10 günde ama ben özellikle emin olmak için bekledim. İkinci 10 gündeyiz, daha devam edeceğiz. Ne kadar daha yapalım bunu? Bu arada size  kuzenimi de yönlendirdim, arayacak sizi…

******* Ben Atakan beyden kızım için CD alanlardanım biliyorum inanmakta güçlük çekiyorsunuz ben de en başta öyle düşündüm ve CD yi dinlemeye başlayalı 4 gün olmuştu ki kızımda bir anda değişiklik oldu asıl net sonucu 20 gün sonunda aldım. Atakan Sönmez her şey için çok teşekkürler siz bu işin dahisisiniz… Dikkat dağınıklığı ve inanılmaz bir hareketlilik asla konuşurken göz teması kurmazdı derslerindeki başarı oranı yüzde 52 idi. Ama CD yi dinlemeye başladıktan 4 gün sonra sakinleşmeye başladı 20 günden sonra da derslerdeki başarısı yüzde 87 oldu göz teması kurarak konuşuyor, dikkat dağınıklığı tamamen gitti, bize karşı da kendini ifade etmesi düzeldi.

Daha fazla oku...

Çekirdek İnanç Şikayet

Çekirdek inanç çalışması yaklaşık 7 yıldır var.Çalışmalarımız büyük oranda başarılı.Bununla birlikte eğer etki görmediğinizi düşünüyorsanız bize mutlaka ulaşınız.
Son 7 yıldır çekirdek inanç ile ilgili şikayet almadık.Bize ulaşan tüm danışanlarımıza destek verdik.
Eğer çekirdek inanç çalışması yaptırdıysanız ve yeterli etki göremediğinizi düşünüyorsanız mutlaka bize ulaşınız.
Çekirdek inanç tescilli bir markadır.Ve markamızla ilgili arama yapıldığında hiç bir şikayet yoktur.
Bu konuda hassasiyetle yaklaşıyoruz.Herhangi bir sorun yaşadığınızda bize ulaştığınızda mutlaka sorunu çözüyoruz.

Çekirdek inanç şikayet olmamasının bir nedeni de garantili bir çalışma olması.Şimdiye kadar destek verildiği halde sonuç alınamayan herkese ücretini iade ettik.
Geçen gün 5 sene önce çalışma yaptırmış bir danışanımız aradı.Çalışmadan memnundu ancak ek bir telkin daha yapılması gerekiyordu.Tabii ki ücretsiz destek verdik.
Çekirdek inanç şikayetlerinizi dikkate alıyoruz.Bu gibi konularda lütfen iletişim numaralarımızdan bize ulaşınız.

Daha fazla oku...

Yaşamdan Zevk Almayanlara Öneriler!

Hepimiz bazen kendimizi mutsuz ve isteksiz hissedebiliriz. Yaşam enerjimiz düşebilir ve amaçsızlık içinde bulabiliriz kendimizi. Derin bir çukur bizi içine çekiyor gibi gelir. Ama bazen bu çukur aslında içimizdedir…

“Mutsuzum, yaşam enerjimi kaybettim, hayatta hiçbir amacım yok, beni neyin mutlu edeceğini bilmiyorum, yaşam için bir coşku duymuyorum, her şey anlamsız geliyor.”

Bu cümleleri  sık sık duyarız. Eğer siz de bunlardan bir ya da bir kaçını söylemeye başladıysanız çaresizlik ve kendine acıma duyguları sizi esir almış ve ruhsal durumunuzla ilgilenmeniz gerekiyor demektir.

Çocukluk ve gençlik yıllarında heyecanımız yüksektir, değişiklikler kalp atışlarımızı hızlandırır…

 

Sonra bazen bir şeyler olur ve biz vazgeçeriz, kendimizi çaresiz hissederiz, ne yaparsak yapalım hayat değişmeyecek diye düşünürüz.

 

Bazen geçmişe takılır kalırız; “Şu kişiyle evlenseydim böyle olmayacaktı, şu okula gitseydim böyle olmayacaktı, üniversiteyi okusaydım böyle olmayacaktı.” gibi şeyler kemirir içimizi, ama artık her şey için çok geç olduğunu düşünürüz.

Oysa yaşam coşkumuzu kaybetmemize neden olan ve bizi dibe çeken bozulmuş olan ruh halimiz ve duygu durumumuzdur. Hiçbir zaman geç değildir ve eğer istersek her şey değişebilir.

 

Belki birdenbire bütün hayatımız değişmez ama bir yerden başlamamız gerekiyor, küçük bir adım bile atmadan yolun bitmesini bekleyemeyiz.

Her şeyden önce mutsuzluğumuzun kaynağını bulmamız gerekiyor.

Bu ruh halini ne zamandır yaşıyorsunuz?

Kaç yıl önce böyle şeyler söylemeye başladınız?

O zamanlar hayatınızda ne olmuştu?

 

Belki çok sevdiğiniz birinin kaybı, belki zor geçen bir hastalık devresi, belki bir yakına bakmak mecburiyeti ya da o zaman doğru gibi göründüğü için evet dediğiniz ama sonra pişman olduğunuz bir seçim?

Hayatınızı gözden geçirin ve ne zaman mutsuz olmaya başladığınızı bulun, gün yüzüne çıkarın ve üzerinde düşünün o zaman olup bitmiş olabilir ya da bugün hala seçiminizin sonucunu yaşıyor olabilirsiniz. Eğer olup bittiyse o zamanın duygusunu bugün taşımayı bırakın, eğer hala seçiminizin sonucunu yaşıyorsanız yeni bir seçim yapıp durumu değiştirebileceğinizin farkına varın.

 

Yaşam enerjimiz geri gelsin istiyorsak önce ben istersem bir şeyler değişebilir diye düşünmeye başlamalıyız, hayatı suçlayarak ve yakınarak hiçbir şeyi değiştiremeyiz.

Mutlu olmak istiyorsak mutsuzum diye şikayet etmeyi bırakıp bizi neyin mutlu ettiğini hatırlamalıyız. Bu ruh haline girmeden önce neyi yapmaktan keyif alırdım, ne bana coşku verirdi, neyi yaparken çok iyi hisseder, hatta kendimi bile unuturdum. Bunları hatırlayın ve yeniden yapmaya başlayın.

 

Hayatın küçük seçimlerle hatta bazen küçük sözcüklerle bile değişebileceğini aklınızda bulundurun.

Biliyorum “Kolay değil!” diyorsunuz şimdi ama ben de kolay demedim, mümkün dedim. Kendi mutluluğumuz için çaba harcamaya değmez mi?

Herkesin olumsuz duygu durumlarından kurtulması niyeti ile…

Daha fazla oku...

Değerli olduğunu bilenler bu 20 şeyi yapmaz.

1- SİZİ AŞAĞI ÇEKECEK İNSANLARDAN UZAK DURUN: İlişkiler size yardımcı olmalıdır. Sizi incitmemelidir. Sizi mutlu eden insanlarla vakit geçirin.
2- HOŞLANMADIĞINIZ İŞ ÇEVRESİNDEN VE İŞ YERLERİNDEN UZAK DURUN: Bir veya ikinci denemenizde işiniz sizi mutlu etmeyebilir. Vazgeçmeyin. Aramaya devam edin. Eğer kendinizi her saniye mutlu bir şekilde çalışırken buluyorsanız doğru işi bulmuşsunuz demektir. Devam edin. Başarı çok yakınınızda.
3- KENDİ OLUMSUZ BAKIŞ AÇINIZDAN KURTULUN: Kendi zihinsel konuşmalarınız farkına varın. Birçok kez zihninizin sizinle konuştuğunuzu duyarsınız. Kulaklarınızı dört açın. Zihniniz size ne diyor? Eğer zihniniz sizinle olumlu olmayan şekilde konuşmaya başladıysa, hemen kendinize gelin ve zihninizin sizinle olumlu şeyler konuşması için onu yönlendirin.

4- GEREKSİZ İLETİŞİMSİZLİKTEN UZAK DURUN: Hissettiğiniz şeyleri söyleyin ve söylediğiniz şeyleri hissettiğinizden emin olun. Açık konuşun. Sorular sorun. Tam anlayıncaya kadar, konuyu netleştirmekten çekinmeyin.
5- DAĞINIK YAŞAM VE İŞ ALANINDAN UZAK DURUN: Dağınıklığı temizleyin. Kullanmadığınız gereksiz eşyalardan kurtulun. Bu konuda yazılmış David Allen’in kitabı size rehberlik edebilir.
6- KENDİ GECİKMELERİNİZDEN KURTULUN: 30 dakika erken uyanırsanız, gün içerisinde deliler gibi koşturmaya ihtiyaç duymayacaksınız. Bu 30 dakika, sizi yorgunluktan ve gereksiz baş ağrılarından kurtaracaktır.
7-BAŞKALARINA BENZEME BASKISINDAN KURTULUN: Çoğunluk gibi olma baskısı, sizi çoğunluğun içerisinde fark edilmez bir hale düşürebilir. Kalabalığa karışıp kaybolmayın. Bunu kabul etmeyin. Olabileceğiniz tek kişiyi siz var edebilirsiniz.

8- SAĞLIKSIZ BİR BEDENİ KABUL ETMEYİN: Vücudunuz hayatınızdır. Vücudunuzdan vazgeçmeyin. Doğru beslenin, egzersiz yapın ve düzenli aralıklarla doktorunuza başvurun.
9- DEĞİŞİMDEN KORKMAYIN: Hayat değişimin ta kendisidir. Her gün yeni bir gündür. Her günün farklı bir başlangıcı ve sonu vardır. Bunu kabul edin ve farklılığın keyfini sürün.
10- İŞKOLİKLİKTEN KURTULUN: Zamanınızı sürekli çalışarak geçirmeyin. Fırsat buldukça eğlenceye zaman ayırın. Gülümsüyorsanız, doğru şeyi yapıyorsunuzdur.
11- ÜNLÜ İNSANLARIN VE GÜZELLİK REKLAMLARINA TAKILMAYIN:
Güzel bir görünüm gözleri etkiler. Kişilik ise kalbi etkiler. Kendiniz olmakla gurur duyun. Siz zaten güzelsiniz. Pazarlama malzemeleri sizi yetersizmiş gibi hissettirmemeli.
12- UYKUSUZ KALMAMAYA ÖZEN GÖSTERİN: Yorgun bir zihnin üretken olması nadiren görülen bir şeydir.
13- AYNI ŞEYLERİ TEKRAR TEKRAR YAPMAYIN: Siz yaşam tecrübelerinizin toplamısınız. Ne kadar çok tecrübe yaşarsanız, o kadar güçlü bir bakış açınız olur.
14- KİŞİSEL HIRSLARINIZDAN KURTULUN: Azim ve hırs aynı şey değildir. Azim sizi başarıya doğru yöneltirken, hırs ve açgözlülük sizi siz yapan her şeyi elinizden alır. Ayağınıza gelen şans bile, küçük bir hırsla, ayaklarınızın altında ezilmeye mahkumdur.

15- BORÇ YIĞINLARINDAN KURTULUN: Düşlediğiniz hayata henüz ulaşmamışken bile mutlu ve iyi yaşamaya çalışın. Gerek duymadığınız şeyleri satın almaktan vazgeçin ve pazarlama oyunlarına gelmeyin. Büyük düşünün ve birikim yapın. Bütçenizi planlayın.
16- SAHTEKARLIKLA İŞİNİZ OLMASIN: Dürüst bir yaşam, size huzur verir ve geceleri başınızı yastığa rahat bir şekilde bırakmanın değeri paha biçilmezdir. Sahtekarlıkla aynı cümle içinde bile geçmesin isminiz ve bu tür insanlara tahammül etmek zorunda olmadığınızı farkına varın.
17- SADAKATSİZLİKTEN UZAK DURUN: İlişkilerinizi güven çemberinin içinde tutun. İlişkilerinizi, onların kutsal olduğunu düşünerek yaşayın. %100 güven duymadığınız ilişkiler, %100 mücadele etmeye değmeyen, uğruna savaşmaya gerek olmayan ilişkilerdir.
18- GÜVENSİZ EV ORTAMINDA UZAK DURUN: Evinizde kendinizi mutlu ve güvende hissedemiyorsanız, hiçbir yerde mutlu ve güvende hissedemezsiniz kendinizi. Evinizde bulunmaktan gurur duyacağınız bir sevgi ortamı yaratmaya dikkat edin.
19- HAZIRLIKSIZ OLMAKTAN VAZGEÇİN: Hayat öngörülemez. Korku duymak veya hazır olmak arasında çok büyük fark vardır. Hayatı korkuyla da karşılayabilirsiniz, ona hazırlıklı olarak da. Her zaman hazırlıklı olun.
20-HAREKETSİZLİĞE PAYDOS: Ya harekete geçip yeni fırsatlar yaratmayı seçersiniz, ya da bunu başkalarının nasıl yaptığına şaşırmakla yetinirsiniz. Oturup düşünmekle, bir şeyleri değiştirmek bugüne dek kimseye nasip olmamıştır. Harekete geçin.
Alinti

Daha fazla oku...

Zeka Geni Anne’den geliyor

Zeka Geni Anne’den Geçiyor

Bir baba zeka genlerini oğluna asla aktaramıyor. Bir erkek, zekiyse bunu annesine borçlu. Kıt anlayışlı bir erkek ise sorumlu yine anne.

“Babasının Oğlu” şeklindeki övünme zeka bakımından tarihe gömülüyor. Kültür bakımından ise babalar övünmeye devam edebilirler.

Zeka bakımından artık “Anasının Oğlu” söylemi geçerli. Bir başka tanımlamayla, erkekler kendi zeka genlerini asla ve asla oğullarına aktaramıyorlar. Sadece kız evlatlarına en çok % 50 oranla aktarabiliyorlar.

Erkekler zeka bakımından “Anasının oğlu”; kızlar zeka bakımından “Hem anasının hem babasının kızı” olmuş oluyor.

Böylece bilim erkeklerin “İllaki bir erkek evlat isterim!” dayatmasının bu bakımından da ne kadar boş olduğunu kanıtlıyor.

Genetik Mühendisliği kaynaklı bu araştırma raporları dünya bilim literatürlerine girmiş durumda. Raporlara göre erkek çocuklar zeka genlerini kuşaktan kuşağa sadece ve sadece annelerinden alabiliyorlar. Zeka genlerinin şifreleri sadece X kromozonunda bulunurken Y kromozonunda ise zeka genlerinin izine rastlanmıyor.

Cinsiyeti belirleyen kromozonlar anneden daima X olarak geliyor, babadan gelen kromozonlar ise X veya Y olarak değişiklik arz ediyor. Babanın X kromozonu ile annenin X kromozonu doğacak olan çocuğun cinsiyetini “Kız” olarak belirlerken babadan gelen Y kromozonu ile anneden gelen X kromozonu doğacak olan çocuğun cinsiyetini “Erkek” olarak belirliyor.

İşte bu duruma göre bir baba hiçbir zaman oğluna zeka genlerini aktaramıyor. Oysa anne, hem kızına ve hem oğluna zeka genlerini aktarabiliyor. Durum böyle olunca annelerin zekası kesintisiz olarak evlatlarına aktarılabilirken babaların zekası cinsiyet nedeniyle kesintiye uğruyor. Hem de soy ve nesep felsefesinin babaları bir böbürlenmeye soktuğu erkek evlatlar üzerinde erkeğin zekası tam ve net bir kesintiye uğruyor.

İçimizdeki bazı kafalARIN bugün “Elimin kiri“, “eksik etek” ve hatta “saçı uzun aklı kısa” olarak tanımladığı kadına eski Türklerin çok büyük önem ve değer verdikleri biliniyor. Atalar gerçekten akıllıymış.

Bu konudaki araştırmalardan birinin sahibi bilim adamı Horst Hameister’e göre, erkeklerin zekâ seviyesi bir tane X kromozomu taşıdığından ve bu kromozomun kombinasyonu iyi olmadığı takdirde, erkeklerin zeki olma ihtimali düşüyor. Kadınlardaki ikinci X kromozomu ise birinci X kromozomundaki olası eksikliği giderebiliyor.

Zekanın hangi yönde kullanıldığı tabii büyük önem kazanıyor. Zeka konusunda anne çok önemli. Erkeklerin bir kısmı zekaya değil güzelliğe odaklanıyor olsa da bilimsel bilgiler ışığında erkeklerin yeni trendinin zeki kadın arayışı olduğu göze çarpıyor.

Kadın hem zeki hem güzel olsun diyen erkekler ise büyük çoğunluğu oluşturuyor.

Daha fazla oku...

Mutlaka okuyun ve okutun…İşte kanseri beslediği söylenen o besin

ÇOK ÖNEMLİ!!! LÜTFEN OKUYUNUZ VE OKUTUNUZ

 

Her doktor öğrenciliği sırasında Otto Warburg’un buluşunu öğrenir. 1930’lu yıllarda Warburg kanserin en temel biyokimyasal sebebini, yani sağlıklı bir hücreyi kanser hücresinden ayıran şeyin ne olduğunu bulmuştur.
Bu, o kadar önemli bir b…uluştur ki, Otto Warburg’a Nobel Ödülü kazandırmıştır. Otto Warburg’a göre kanserin bir temel sebebi vardır.
Bu da, vücudun normal hücrelerinin oksijenli solunumunun, oksijensiz -anaerobik- hücre solunumuyla yer değiştirmesidir.
Warburg’un buluşu bize başka neleri anlatmaktadır?
Birincisi, kanser, normal hücrelerden çok farklı bir biçimde metabolize olmaktadır. Normal hücreler oksijene ihtiyaç duyar; kanser hücreleri oksijenden kaçınır. Hiperbarik oksijen terapisi alternatif kanser tedavisi uygulayan kliniklerde kullanılan bir yöntemdir.
Bu buluşun bize anlattığı başka bir şey de, kanserin bir mayalanma (fermantasyon) süreciyle metabolize olduğudur.
Kanserin metabolizması normal hücre metabolizmasından 8 kat daha büyüktür. Yukarıda söylediğimiz her şeyi birleştirirsek ortaya şu tablo çıkıyor:
Vücut, kanseri beslemeye çalışırken mütemadiyen kapasitesinin üstünde çalışır. Kanser devamlı açlıktan ölmenin eşiğindedir ve vücuttan kendisini beslemesini talep etmektedir. Besin alımı kesilirse kanser açlıktan ölmeye başlar. Tabii Tabii kendisini beslemek için vücudun şeker üretmesini sağlayamazsa. ..


Proteinlerden şeker Bu ziyan sendromuna kaşeksia (cachexia) denir.
Kaşeksia vücudun proteinlerden (evet, doğru duydunuz, karbonhidratlardan veya yağlardan değil de, proteinlerden) “glükoneogenez” (yeniden glükoz yapımı) işlemiyle, şeker elde etmesidir. Bu şeker kanseri besler. Vücut sonunda, kanser hücresini beslemeye çalışırken kendisi açlık çeker. Şimdi, kanserin şekerle beslendiğini öğrenmişken, onu şekerle beslemek mantıklı geliyor mu size? Yani karbonhidratlardan zengin bir diyet uygulamak? Bugün, kansere karşı uygulanan birçok besin terapisi mevcuttur (işe de yaramaktadırlar) çünkü günün birinde birisi şeker ve kanser arasındaki bağlantıyı görmüştür.
Bu terapilerde, karbonhidratlar bakımından zengin gıdalara izin verilmez. Terapilerin hiçbirinde şekere de izin verilmez çünkü şeker kanseri beslemektedir. Peki doktorunuz bu gerçekleri size neden söylemez? Kim bilir? Belki doktorunuz kanseri tedavi edecek kişinin siz değil, kendisi olduğunu düşünmektedir. Belki Otto Warburg’un buluşunu duymuştur ama geri kalan parçaları tamamlayamamıştır. Belki de beslenmeyle ilgili hiçbir şey öğrenmemiştir.
Aslında 1978’e kadar ABD’nin resmi kuruluşlarından biri, beslenmenin kanserle bir ilgisi olmadığını iddia etmekteydi!! !!


Kanser ve şeker bağlantısından haberdar olanlar ise, dikkate değer terapilerle ortaya çıktılar. Bunlardan biri ‘Laetrile’dir.
Kaşeksialı hastaların yüzde 50’den fazlasında glükoneogenez sürecini durduran hidrazin sülfat bunlardan bir diğeridir.
Bugün, Minnesota Üniversitesi kemoterapi alanında bir “akıllı bomba” üzerinde çalışmaktadır. Akıllı bomba diyebileceğimiz ilacın üzerinde bir kaplama vardır.
İlaç, vücutta oksijensiz bir bölge ile karşı karşıya geldiğinde bu kaplamayı üzerinden atar. Kanseri yok etmek için kemoterapiyi serbest bırakır. Çünkü, vücutta oksijensiz tek alan, kanserli bölgedir.
Kanser hücresini aç bırakmaya çalışan besin terapileri de vardır. Kanserin ne sevdiğini bilen hasta Kanserin ne sevdiğini bilen hasta, bunları yemekten kaçınır. Kanser, çiğ yiyeceklerdense, pişmiş yiyecekleri sever. Pişirme işlemi, besinlerdeki enzimleri ve vitaminleri yok etmektedir. Bir de, kanserin şeker sevdiğini aklınızdan çıkarmayın. Kanserinizi sevmiyorsanız, onu beslemeyin!
Şeker yerine tatlandırıcı kullanmak çözüm değil Şeker yerine tatlandırıcı kullanmayı düşünüyorsanız, başka bir tuzağa düşmüş olursunuz. Tatlandırıcıların da vücuda ciddi zararları olduğu, yapılan araştırmalarla kanıtlandı.
Örneğin, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), sakarin içeren her türlü gıda maddesinin üzerine “Sağlığa zararlıdır.Hayvanlar üzerinde yapılan testlerde kansere yol açmıştır.” ibaresinin konmasını şart koştu. Aspartam ve sükraloz gibi diğer tatlandırıcılar da yan etkileri nedeniyle uzak durulması gereken gıdalar arasında.
(Editörün notu: Ama maalesef hiç birinin üzerinde böyle bir ibare yok). Kaynak: International Wellness Directory
Son iki yüzyıldır şeker tüketimi nasıl arttı? İngiltere’de 1815’de 5 kg cıvarında olan kişi başına yıllık çay şekeri tüketimi 1970’de 50 kg ‘ın üzerine çıkmıştır. 1970-2000 yılları arasında ABD vatandaşları önceki yıllara oranla yılda 100 litre daha fazla şekerli meşrubat tüketmişlerdir.

Türkiye’deki durum da artık çok farklı değildir. Çocuğu ile büyüğü ile çılgınca şeker ve beyaz un kullanılmaktadır. Bütün bu bilgiler kanserlerin niçin arttığını göz önüne açıkça sermektedir.
Aşağıdaki tedbirlerle kanserlerin en az üçte ikisi önlenebilir;
* Un ve şekerden kaçınarak insülin direncini yenin.
* Hiçbir şekilde tatlandırıcı ve tatlandırıcı içeren ‘light’ hafif yiyecek ve içecek tüketmeyin.
* Katkı maddesi ilave edilmiş, paketlenmiş gıdaları yemeyin. Taş devri diyeti uygulayın.
Bol taze sebze ve meyve yiyin.
* Yeterli omega-3 alın; ayçiçeği, mısır, soya, pamuk ve margarin gibi yağları diyetinizden çıkartın. Bunların yerine zeytinyağı ve doğal hayvani yağları (tereyağı, iç yağı ve kuyruk yağı)
* Kefir, yoğurt, turşu, sirke, nar ekşisi ve boza gibi probiyotiklerden (faydalı mikroplar) zengin gıdalarla beslenin.
* Özgür dolaşan hayvanların etini ve yumurtasını yiyin.
* Pastörize sütlerden mümkün olduğunca kaçının. Kutu sütü tüketmeyin.Mümkünse manda sütü kullanın. Süt yerine süt ürünlerini (yoğurt, peynir) tercih edin.
* Günde iki diş sarımsak ve/veya 1 baş kuru soğan tüketin.
* Günde 1-2 tatlı kaşığı zerdeçal tozu tüketin.
* Yeşil ve siyah çay tüketin (şekersiz!!!! ).
* Stresten uzak durun.
* İyi uyuyun.
* Çevresel toksinlerden ve sigaradan uzak durun.
* D vitamini düzeylerinizi yükseltmek için dengeli bir şekilde güneşlenin ya da D vitamini takviyesi alın.
* Yeteri derecede egzersiz yapın!!!!
* Alkol kullanmayın.
* İşlenmiş soya ürünü yemeyin.
* Yemekleri geleneksel yöntemler (buğulama, buharda pişirme) ile pişirin. Turbo fırınlar da kullanılabilir.
* Hızlı pişirme yöntemleri (mikrodalga gibi) besin kayıplarına yol açar; ayrıca kanserojen olabilirler !!!!
* Daha çok toprak (güveç), cam ya da kalaylı bakır kapları tercih edin. Emaye ve çelik tencere daha sonraki tercihlerdir.
* Teflon ve alüminyumu ise kesinlikle kullanmayın.
Prof. Dr. Ahmet AYDIN İÜ Cerrahpaşa Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD
Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı
OKUDUYSAN ve BEĞENDİYSEN ,BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞIRMISINIZ.

Dikkat bu yazı alıntıdır.Eğer herhangi bir hastalığınız varsa nasıl beslenmeniz gerektiği ile ilgili  öncelikle doktorunuza danışınız.

Daha fazla oku...

Çekirdek İnanç Hakkında Yanlış Bilinen 12 Şey

Çekirdek inanç hakkında 12 yanlış bilinen şey

1-Çekirdek İnanç Söz Sayfasıdır.
Çekirdek İnanç sayfalarında her ne kadar sözler de paylaşsak çekirdek inanç psikolojide geçen bir terimdir ve aynı zamanda tescilli bir markadır.
Dünyada “Core Belief” olarak bilinen çekirdek inanç 0-11 yaşında bilinçaltının oluşturduğu inanç kalıplarını temsil etmektedir.


2-Çekirdek İnanç dini inançlarla ilgili bir kavramdır…
Çekirdek inanç kavramında inanç ile kast edilen bilinçaltının güvende olmak ve sevilmek için oluşturduğu davranış kalıplarıdır.Bu kavramların dini inançlar ile ilgisi yoktur.

3-Çekirdek İnanç’ı aramaya korkmalıyım
Çekirdek inanç aradığınızda bilgi alırsınız 5 dakikalık ön tespit yapılır.Yaklaşık 8 yıldır yapılan bu çalışma yaşam boyu garantisi ile de benzersizdir.Bu yüzden çalışmayı ertelemek sorunların birikmesini beklemek hem bizim işimizi hem sizin sonuç almanızı zorlaştırır.

4-Çekirdek İnanç Soyut bir Şeydir
Bu çalışma sonrası size özel hazırlanan cd ler ile günde 5000 kez bir ayda 150.000 kez bilinçaltınıza telkin verilir.Bu nedenle etkiler oldukça somut olur ve ortaya çıkar.

5-Çekirdek inanç sayesinde hiç bir şey yapmadan sonuç alırım.

Size hazırlanan telkinleri dinlemek dışında yeni halinizi denemeniz eylem adımları atmanız alacağınız sonuçları kesinleştirecektir.

6-Çekirdek İnanç Telefonla Yapiliyor öyle ise yeterli değildir.

Telefonla kendinizi daha rahat ifade edebilirsiniz.Böylece çok daha iyi sonuçlar alabilirsiniz.

7-Çekirdek inanç mucizedir 3 günde etki eder..
Daha önce telkin dinlemiş olan kişilerde ya da telkine yatkınlığı yüksek olan kişilerde ilk etkilerin ortaya çıkma süresi kısadır..Ancak ortalama etki süreci için maksimum 1,5 ay beklemenizi öneriyoruz.

8-Çekirdek inanç ile sigara bırakılır
Çalışma sonrası bağımlılıklarından kurtulan çok danışanımız oldu.Ancak çekirdek inanç çalışmasının öncelikli amacı sigara bırakma değildir.İş başarısı,ilişkilerde başarı kişinin kendini mutlu ve iyi hissetmesi kendi gücünü kullanması ana hedeflerdir.

9-Çekirdek İnanç uygulaması zor ve vakit alan bir çalışmadır.
Sanılanın aksine çekirdek inanç uygulaması oldukça pratik bir şekilde uygulanır.Tespit edilen çekirdek inançlarınıza göre 12 ‘ye yakın telkin hazırlanır.Bu mp3’leri uykuda, ya da uyanıkken günde 6 saat odaklanmadan dinleyebilirsiniz.

10-Çekirdek İnanç yaptırdığımı herkesle paylaşmalıyım.
Bunu çok önermiyoruz. Bırakın onlar sizdeki değişimi fark etsinler. Eğer en baştan herkesi haberdar ederseniz motivasyonunuz bozulabilir. Özellikle bahsettiğiniz kişilerin ön yargıları varsa sizin etki görmenizde de dirençlere neden olabilir.

11-Çekirdek inanç ile beni üzen anıları silebilirim.

Çekirdek inanç bir çeşit bilinçaltı temizliğidir. Amaç size engel olan düşünceler ve anıların olumsuz etkilerden kurtulmanızdır. Herhangi bir şekilde bir olayı bir kişiyi unutmanızı sağlamaz.

12- Çekirdek inanç yaptırır yaptırmaz çok pozitif hissedeceğim

Muhtemelen iyi hissedersiniz. Ancak değişim süresince biraz daha net tepkiler verebilir, öfkeli olabilirsiniz. Değişim sadece pozitif hissetmek değildir.
çekirdek inanç logo

Daha fazla oku...

Başarı hikayeleri ne kadar gerçekci

Ne zaman bir sitede başarı ile ilgili hikayeler görsem iki şey düşünürdüm.

atakan sönmez

1-Bu yorumların gerçek olduğu ne malum belki kendileri yazmışlardır.

2-Gerçek olsa bile ayıp olmasın diye yazılmadığı ne malum.Gerçekten öyle yorumlar var ki sanki yıllık kitapçığından fırlamış gibi.Bir seminer sonrası elinize memnun kalındı mı diye bir form verilir ya.Bir çok kişi ayıp olmasın diye yazar.

Diyelim ki yorumlar gerçek ve samimi zorla da yaptırılmamış.O zaman onlarda işe yarayan bende yaramaz.

Bir de başkalarının başarı hikayelerini okumak bazı kişiler için sıkıcı olabilir.

Gelelim bizim sitemize…

Biz seminerler dahil hiç kimseye gelin bize yorum yapın demedik.Belki bu yüzden yorumlarımız samimi ve içten.

Sitemizdeki yorumların tamamı danışanların yorumlarıdır.Zaten bir çoğunda gramer hatalarına bile dokunmadık.

Bir çoğunda kişilerin isimlerini ve bilgilerini vermedik.Zaten samimiyet doğruluğu açıkça ortaya koyuyor.

Peki ya sizde etki etmezse?

O konuda şunu söyleyebilirim ki telkinlerimiz yaşam boyu garantilidir.Etkileri de oldukça güçlüdür.Önyargıları bırakıp denemenizde fayda var.

Çekirdek İnanç Başarı Hikayeleri

Hayatım Değişti Başarı Hikayeleri

Birde günlükler var.Hadi başarı hikayeleri neyse bir kişiye onlarca sayfa başarı günlüğünü kim yazdırır.Forum sayfamızı 100.000 üyemizin  objektif paylaşımlarını okumanızı öneririm .

Hayatım Değişti Forum Başarı Günlükler

Atakan Sönmez

Ertelemeyin

Daha fazla oku...
Call Now ButtonÖn Tespit İçin Arayın